Amaç: Tütün kullanımı örneği üzerinden
“bireysel tercihleri” belirleyen sosyal faktörler hakkında bilgi sahibi olmak
Öğrenim hedefleri:
1. Mağduru
(kurbanı) suçlama kültürünü tanımlayabilmek
2. Sigara
kullanımıyla dezavantajlı olmak arasındaki ilişkiyi örnekleyebilmek
3. Tütün
karşıtı kampanyaların neden yoksullarda çok başarılı olamadığını anlatabilmek
Danışman: Ahmet Soysal
(BB)
Sağlık
hizmeti temel haklarımız arasında olmasına rağmen bugünkü koşullarda ulaşılamaz
bir noktaya gelmiştir. Maddi yetersizlikler bir yana, eğitimsizlik, yanlış
bilgilendirme ve yönlendirmeyle nelere dikkat edilmesi gerektiğinin ayrımında
bile değiliz. Eşitsizliğin olduğu bir toplumda insanlar birbirlerine
farklılıklarından ötürü tahammülsüz ve ayrımcı yaklaşıyor. Sağlıkta
eşitsizliklerin giderilmesi için öncelikle insani değerlerin göz önünde
bulunduğu bir yöntem üretmeliyiz.
Kurbanı
suçlama yaklaşımı anlayışsız olur çünkü insan bir topluma ve dolayısıyla bir
kültürün içine doğar, makalede de bahsedildiği gibi küçük yaşlardan itibaren
sigaralı ortamlara maruz kalan birey ileride sigara kullanmaya meyilli olur, gördüğünü
belki de sorgulamadan uygulamaya başlar. Günümüz toplumunda filmler, reklamlar,
müzikler ve ticaretten ötürü özendirme sonucu bilinçaltına işlenen bazı
faktörler insanı nedenini bile açıklayamaz halde sigara kullanımına
sürükleyebilir.
Çevresel koşulların yanı sıra genetik olarak da insanın sigara
içme meyli olabilir. Her insandan farklılık gösteren uyku düzeni ve yeme
alışkanlıkları da buna örnek verilebilir. Çalışma koşulları, cinsiyet, ırk ayrımı,
uzun saatler aynı yerde zaman harcama ve bu çalışmayı kendin için yapmama düşüncesi
insanı strese sokup bir çıkmaza sürükleyebilir. Kendine vakit ayıramadığından
ötürü en kolay ulaşabileceği sigaraya yönelip, aynı zamanda bunu sosyalleşmek
için veya ekonomik olarak eşit hissetmek için kullanabilir. Kısa vadede
ödüllendirme etkisine sahip olsa da uzun vadede sağlık problemleri, bırakmak
istenmesine rağmen bırakılamaması sonucu psikolojik problemleri tetikleyebilir.
İnsan kendi için bir şey yapabileceği vakit ve güce sahip olabilse durum farklı
olur muydu?
Erken
yaşlarda tütün ürünlerine başlama sebeplerinden bir diğeri, eğitim eksikliği
yüzünden kendini kanıtlama veya kişinin sosyal çevresine ait hissetme isteği
sayılabilir. (Fişek) Yaşamın belli dönemlerinde yasaklar ilgi çekici
geldiğinden ve zararları tam kavranamadığından bu bağımlılık başlayabilir.
Tütün
karşıtı kampanyalar veya tütünle mücadele yanlış bir algı yaratabilir çünkü
tütün de en nihayetinde bir bitkidir. Örneğin, tütün yapraklarındaki en önemli
alkaloid olan nikotin tarımda insektisit olarak kullanılan bir maddedir ve
yaprakta % 2-6 oranında bulunur. (Karadakovan) Tütünün çiğnenerek tüketimi ağız
kanserine yol açarak hayat kalitesini azaltır, lakin tütünden farklı alanlarda
yararlanılmasının önüne geçmemelidir.
Sigara
karşıtı kampanyalar sigara kullanmayan veya kullanmasına rağmen henüz problem yaşamamış
kişilerde kendine bilerek zarar verdikten sonra bunun tedavisini alırken;
doğuştan veya sonradan kendi sorumluluklarından bağımsız şekilde tedaviye
ihtiyaç duyan insanların hakkının gasp edildiği gibi bir his uyandırabilir ve
bunun sonucunda da organ nakillerinde, kanser için çözümlerde kaynak ve emek
israfı olarak düşünülüp mağdurun daha da mağdur olmasına yol açabilir. Sigara
hepimizin bildiği üzere hem kullanan kişinin sağlığını hem de çevreye zarar
verip kullanmayan insanların hayatını etkileyerek bir eşitsizliğe sebep olur.
“Sigara
içen kişilerin yıllık tıbbi bakımdan yararlanma oranları sigara içmeyenlerden fazladır.
Sigaranın neden olduğu hastalıklarda ortaya çıkan işgücü kayıplarına bağlı yıllık
ulusal gelir kaybı tütünden alınan verginin sağladığı kazançtan daha fazladır. Örneğin
Kanada'da sigara nedeniyle sağlık bakımı ve üretim kaybı giderleri en az 300 milyon
dolar olarak tahmin edilmektedir.” (Karadakovan)
İçinde
bulunduğumuz zaman bizi tüketim toplumu olmaya yönlendirmekte; hızlı ve kolayca
tüketebileceğimiz metalara ihtiyaç duyduğumuzu sanıyoruz ancak bu sayede
problemlerimize çözüm bulacağımız yanılgısına kapılıyoruz ve belki de elimizde
olmadan üretimin verimsizleşmesine yol açıyoruz. Ekonomik düzeye göre tüketim
şekli değişiyor. Makalede de belirtildiği gibi maddi durumu yüksek olanlar
düşük olanlara göre daha az sigara içiyor ve bırakma oranları daha yüksek.
Desteklemeyle ya da ekonomik kaygıların etkisiyle hayat görüşünde farklılıklar
gelişmesiyle açıklanabilir. İşteki, evdeki problemlerin de eklenmesiyle önlenemez
bir bağımlılık oluşabilir.
Emperyalist
düzende de bağımlılık yaratma amacıyla içerik değişikliği sigara kullanımının önünü
açmış oluyor. Sigara ticaretinden kâr elde edilmesi de tedavi uygulanırken
ilaçlardan kâr elde edilmesi de aynı çıkara hizmet ediyor. Şu anki toplum
düzeni içinde düşünürsek azaltılması yönünde çalışmalar yapılabilir çünkü
sigaranın tamamen kesilmesi ancak asıl başlangıç nedeninin yok edilmesiyle
gerçekleşebilir. Emperyalist düzende sigara vergilerini sürekli artmasına ve
caydırıcı politikalar uygulanmasına rağmen sigaraya harcanan bütçenin aynı
kalması fakat daha ucuz belki de daha kalitesiz ve zararlı sigara kullanımına
gidilmesine yol açıyor olabilir. Ekonomik kaygılar dolayısıyla stres oluşması
böylece sigaraya başvurulup kişinin kendi ekonomisine ve sağlığına zarar verme
döngüsüne girilebilir diye düşünüyorum.
Bu
halkayı kırmak ve sağlıkta eşitsizliğin önüne geçebilmek ancak ekonomik
uçurumun kapatılmasıyla, çalışma saatlerinin insanca oluşturulmasıyla ve emeğe
değer verilmesiyle mümkün olabilir.
Kaynaklar
Karadakovan,
Ayfer (1998). SİGARANIN EKONOMİK YÖNÜ Ege Üniversitesi Hemşirelik
Yüksek Okulu Dergisi 4 : 1. 1988
Fişek,
Gürhan, et al. “13-15 Yaş Diliminde Sigara İçmeyi Etkileyen Etmenler Üzerine
Bir Araştırma.” Child Labour Problem & Intervention Programs In Developing Countries
| A. Gürhan Fişek, 1 May 1994,
gurhan.fisek.net/13-15-yas-diliminde-sigaraicmeyi-etkileyen-etmenler-uzerine-bir-arastirma/.
(GLB)
“Sigaraya bağlı nedenlerden dolayı her 10 saniyede 1 kişi
hayatını kaybediyor (1).”
Bu; özellikle Yeşilay Haftası, 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü gibi tütün odaklı zamanlarda veya ALO 171’le alakalı
bir kamu spotunda denk gelme olasılığımızın yüksek olduğu bir istatistik. Bu
cümle üzerine bugüne kadar gerçekten hiç düşündük mü? Sigaraya bağlı ölümlerin
nedenleri bildiğimiz gibi mi? Zararlarını, etkilerini bilmemize rağmen neden
hâlâ düzenli olarak içiyoruz? Peki, 1 yılda kaç kişi sigara yüzünden ölüyor? Bu
1 kişi kim? Dürüst olmak gerekirse bu soruların cevabını, yazmak için parmaklarımı
klavyede dolaştırana kadar detaylıca düşünmemiştim…
Tüm bu soruları sormadan önce gelin hep beraber sigaraya
bir bakalım. Sigara nedir? Sigara, kâğıda sarılmış tütünden fazlasıdır. Nikotin
gibi pek çok kimyasal maddeyi barındıran, bağımlılık yapan bir üründür (2). Böyle
bir ürünü neden tüketiyoruz? Cevap için çevremizi gözlemlememiz, insanlara
sormamız yeterlidir. Toplumun farklı kesimlerinden insanların sigara içmesinde
pek çok etken var ki en bariz olanı eğitim düzeylerindeki farklılıklar ve buna
bağlı olarak gelişen bilinçlilik. Bu etkeni insanların yaşam koşullarındaki
eşitsizlikler, meslekî statüleri, aile yapıları, psikolojik durumları; kültürel
ve sosyal ortamları ile yönelimleri izler.
Bireylerin sigara içmesi veya içmemesi, sigaraya
başlaması bu saydıklarımızın etkisiyle kendi seçimleridir (tıpkı madde kullanmaya
başlamak ve alkol almak gibi). Bu seçimler, toplumun bireylere olan bakış
açısını ister istemez etkiler; ancak sigara kullanıcılarını damgalayan
insanların anlamadığı nokta sağlık açısından hatalı davranışlara devam etmenin
isteksizlik veya tembellik olmasından ziyade yaşam koşullarının getirdiği bir durum
olmasıdır (3). Yaşam koşulları, sosyal ortam, bilinçlilik vb. değişmediği
sürece insanların sigarayı bırakması kolay değildir.
Sigara içenlere baktığımızda aslında geniş bir skalayla
karşı karşıyayız: zengininden yoksuluna, inşaat işçisinden CEO’suna kadar her
türlü profilden insanı görmek mümkün. Yapılan araştırmaları incelediğimde ve
bunları kendi gözlemlerimle birleştirdiğimde gördüğüm şey; toplumda
dezavantajlı konumda olan kesimin sigara içmeye daha meyilli ve sigarayı
bırakmaya daha uzak olduğuydu.
Özellikle yoksulları, gelir durumu bakımından
sigaranın maddi yükünü en zor sırtlanacak olan grubu, sigarayı en çok tüketen
ve sigaranın getirdiği sorunlarla en çok boğuşan kesim olarak belirtebiliriz;
nitekim bu grubun sigarayı terk etmesi pek çok faktörden dolayı meşakkatlidir. Yoksullar
sigarayla daha içli dışlıdır çünkü yaşamlarının erken evrelerinden itibaren
sigara hep vardır. Fakir yerlerdeki çocukların ebeveynleri sigara içiyorsa
çocukların sosyal hayatları sigara ortamları çevresinde şekilleniyordur.
Elbette bu çocukların sigaraya ulaşımı oldukça kolay olacaktır. Böyle bir
ortamdaki yetişkinlere baktığımızda hayatın zorlukları içerisinde kendileri
için yaptıkları tek şey belki de sigara içmektir. Bu kendini ödüllendirme
mekanizmasıyla sigaraya bağlanan insanlar, zenginlerin tersine sağlık eğitimini
yeteri kadar alamadıkları için daha az bilinçlidir ve sigarayı bırakma
konusunda pek hevesli değildir. Bu durumla ilgili anlamamız gereken neden
insanların sigaraya başladıklarından ziyade neden bırakamadıklarıdır (4).
Yoksulluğun artmasıyla paralellik gösteren sigara tüketimiyle nikotin alımı da
artmaktadır ki sigara bağımlılığının temel maddesi nikotindir. Bu bağımlılık,
sigarayı bırakmak istemelerine rağmen insanlara köstek olur. Sonuç olarak; kendisini
tükettiğimizi düşünmemize rağmen aslında bizleri tüketen sigarayı ona daha
bağımlı olan kesimin bırakması daha zordur çünkü bağımlılık düzeyi fazladır ve sigarayı
bırakma hedefiyle ilgili kendisine yardımcı olacak hiçbir şeyi yoktur.
Bütün bunları göz önünde bulundurarak insanları tütünden
uzaklaştırmak için neler yapabiliriz?
Öncelikle devletlerin sigarayı azaltma ve
bıraktırma politikalarını belirtmekte fayda var. Ücretsiz sağlık eğitimleri, topluma
açık alanlarda sigara içme yasağı, sigarayı bıraktırma servisleri, vb.
politikalar belli bir başarı yakalamışlardır; ancak bu politikalar bir
dereceden sonra sağlıkta eşitsizlikleri azaltmaktan çok onların artmasına yol
açar. Çünkü bunlar doğrudan sigara içicilerinin hayat ve sağlık koşullarını
eşitlemeye yönelik değildir, koşullar eşit olmadığından verim de eşit değildir.
Yoksul insan, eksikliğini yaşadığı o sağlık eğitimini alabildiğinde de hâlâ
yoksuldur veya içtiği markanın fiyatları tavan yaptığında daha ekonomik olduğu
için sigarasını gidip kendi sarar ama yoksul yaşamaya devam eder. İnsanların
hayat standartları iyileşmediği, toplum eşitlenmediği, sigaranın insan ve
toplum hayatını sömüren “tüketici gücü”yle mücadele edilmediği sürece bu tarz
politikalarda etkin başarıyı yakalamak mümkün değildir. Başarılı olmak için, birincil
olarak yoksulların temel ihtiyaçlarına ulaşımını sağlamak bu insanların hayat
koşullarını ciddi derecede iyileştirecektir. Bu iyileşme doğal olarak insan
sağlığında da etkisini gösterecek ve bu insanları daha sağlıklı olmaya
yönlendirerek sigaradan uzaklaşmalarında yol gösterecektir; fakat bu tarz
değişimler uzundur, emek ister ve devlet politikaları bahsettiğimiz bu kestirme
yollardan çözüme ulaştıran yöntemleri tercih eder (5). Bu tarz politikalar
sorunun temelinde bir çözüm önerisi getirmez. Devlet politikaları, zenginin
daha zengin yoksulun daha yoksul olduğu bu döngüyü eşitliğe dönüştürmekle;
herkesin aynı sosyal, ekonomik ve sağlık hizmetlerine ulaşmasını sağlarsa
amacımıza ulaşırız. Tütün mücadelesinde başarıyı yakalamak, böyle bir anti
emperyalist tutumu şart koşar; çünkü bu aynı zamanda bir toplumsal sınıf
sorunudur ve bu durum çözümlenmedikçe hedeflenen başarıyla ulaşmak sadece bir
hedef olarak kalacaktır.
KAYNAKÇA
Sigara ve Tütün Bağımlılığı. YEŞİLAY. https://www.yesilay.org.tr/tr/bagimlilik/sigara-ve-tutun-bagimliligi
Sigara
Nedir? Sigaranın içinde Ne var? Birleşik Krallık Kanser Araştırmaları. https://www.cancerresearchuk.org/about-cancer/causes-of-cancer/smoking-and-cancer/whats-in-a-cigarette-0
Kişisel Sağlık Davranışlarınsa Sosyal Kalıplanma: Sigara
İçme Durumu. Marmot M., Wilkinson R. G.; sf: 257
Kişisel
Sağlık Davranışlarınsa Sosyal Kalıplanma: Sigara İçme Durumu. Marmot M.,
Wilkinson R. G.; sf: 263
Kişisel
Sağlık Davranışlarınsa Sosyal Kalıplanma: Sigara İçme Durumu. Marmot M.,
Wilkinson R. G.; sf: 267
Tartışma Soruları
1. Sigara
içmeyi belirleyen etkenler nelerdir?
2. Yoksullar
neden daha fazla sigara içer ve neden sigarayı bırakmaları daha zordur?
3. Tütün karşıtı kampanyalar nasıl sağlıkta
eşitsizliklerin artmasına yol açar?
4. Tütün
mücadelesinde başarı neden anti-emperyalist bir tutumu şart koşar?